|
Momo: Hem çocuklar hem
de büyükler için kitap önerisi
Banu CONKER,
GrafikSaati, annelik yazıları,
kültür sanat, 17 Mart 2014
Banu Conker'in tüm grafiksaati yazıları
 |
Yazan: Banu Conker |
 |
Çocukluğumdaki en ünlü
yazarlardan biri Jules Verne’di. Akla hayale gelmeyecek kitapları
vardı: 80 Günde Devrialem, Denizler Altında 20.000 Fersah, Arşın
Merkezine Seyahat gibi... Ben büyüdükçe hepsi gerçekleşti, ama artık
80 günde devrialem yapılamıyor, o kitapta yazan rotaların çoğu iptal
olmuş, zaten kimsenin o kadar zamanı da yok, tüm devrialem sekiz
güne sığabilir. Eh, 2000 yılında 118 mürettebatıyla batan Rus
denizaltısını da anmamız gerekli tabii.
Daha sonra ise Jules Verne tarzı yazan kişi benim gözümde Michael
Ende oldu; yine fantastik, yine gelecekte olabilecek
durumları hayal dünyasından yazan bir yazar. Onun en sevdiğim iki
kitabı Momo ve Bitmeyen Öykü... Momo’yu yıllar önce okumuş, üstüne
filmini de izlemiş ve çok etkilenmiştim. Gri adamlar hiç aklımdan
çıkmadı.

Geçenlerde büyümüş Banu gözüyle tekrar okudum kitabı. Girdiğim şoku
size anlatamam. Momo 10 yaşlarında bir kız çocuğu, anne babasını
bilmiyor ve bir kasabaya geliyor. Bir viranede yaşamaya başlıyor ve
kasaba halkı onu sahipleniyor. Momo herkesi dinliyor, ama gerçekten
dinliyor. Sadece dinliyor, öyle bir dinliyor ki, herkes kendi
derdinin çözümünü kendi buluyor. Şimdinin yaşam koçluğunu yapıyor
yani. Çocuklar onun yanında bin türlü oyun buluyorlar ve çok
eğleniyorlar. Aslında herkes mutlu.
Sonra bir gün kente Duman Adamlar geliyor. Gri giyinmiş, etrafı
soğutan, ağızlarında birer sigara olan ve sürekli duman çıkaran
adamlar. Bu adamlar Zaman Tasarrufu Şirketi’nden geldiklerini
söylüyorlar ve herkesi zaman tasarrufu yapmaya teşvik ediyorlar.
Artık kimse eğlenmiyor, hep daha hızlı çalışıyorlar, hep
çalışıyorlar, arkadaşlarıyla görüşmeyi bile kesiyorlar, çünkü
zamanları yok, tasarruf ediyorlar. Çocuklar gün içinde oyun
oynayabilecekleri evlere götürülüyorlar (yani kreşlere ve
anaokullarına) ve orada oyun oynamayı öğreniyorlar kurallarıyla,
kendileri oyun kurmayı bilmiyorlar artık. Ne kadar tanıdık, değil
mi? Hatta artık tüm hayalgüçlerini kullanarak kendilerinin
üretebilecekleri oyuncaklar satılıyor, çocukların düşünmelerine
gerek kalmıyor. Ben kızım küçükken bir oyuncakçı dükkanında bizim
eskiden ipleri boyadıktan sonra sayfa arasında çekerek yaptığımız
boyamaları yapan bir oyuncak görmüştüm ve çok sinirlenmiştim, bu
kadar olur mu diye...

Sözün kısası, Momo günümüz hayatını anlatıyor. Zamandan tasarruf
etmek için kullandığımız tüm otomatik ev makinelerine, küçük ev
aletlerine rağmen ne işimiz bitiyor ne de dinlenmeye zamanımız var.
Hep daha yoğun, hep daha mutsuzuz.

Bence sizler de Momo’yu okuyun ve yaşı geldiğinde çocuğunuza da
okutun. Tasarruf iyidir, ama ne ve ne kadar, ona da dikkat etmek
gerekli.

Michael Ende hakkında ayrıntılı bilgi için:
http://www.alintidir.com/yazar/michael_ende
Momo hakkındaki diğer yorumlar için:
http://www.dr.com.tr/Kitap/Momo/Michael-Ende/Cocuk-ve-Genclik/Genclik-10-Yas/Roman-Oyku/urunno=0000000170335
Banu Conker
Banu Conker'in tüm GrafikSaati
yazıları
Banu Conker'in kişisel gelişim yazıları
Banu Conker GrafikSaati annelik yazıları
Banu Conker'in diğer GrafikSaati yazıları
Banu Conker'in kişisel blogu:
http://bitutamtuz.com
Banu Conker'in ben onu tuz kadar sevdim isimli kitabının facebook sayfası
Diğer annelik yazıları
Editör:
Belgin Elçioğlu
Mail: belgininvictus1968[at]gmail.com
Copyright:
Her hakkı saklıdır |
kontak[at]grafiksaati.org |
gizlilik politikası
|