| Fena tosladımBanu CONKER, GrafikSaati annelik yazıları, yaşam, 19 Mayıs 2014 Banu Conker'in tüm Grafik Saati yazıları Her ergenlik zordur, çünkü artık bambaşka bilinmeyen bir denize atlamıştır çocuk. |
| Yazan: Banu Conker |
Bu sayfada aylardır annelik üzerine yazı yazıyorum. Kızım doğduktan sonra bir çok kitap okudum, annelik üzerine. Bir dönem kafam karıştı ve sonra iç sesime yöneldim. Kızım her kitapta yazılan gibi olmayabilirdi. Ben de onu yakından tanıyarak, onunla yakından ilgilenerek, ona değer vererek bir annelik yolu çizdim.
Her ilişkide olduğu gibi annelik de tek taraflı bir şey değilmiş. Son dönemde bunu öğrendim. Siz veriyorsunuz, karşınızdaki alıyor. Karşınızdaki veriyor, siz alıyorsunuz ve bu dönem dönem değişerek devam ediyor. Her dönemin kendi içinde bir devinimi var.
Bebekliği geçirdik, zorlukları vardı. Kızımın göbek fıtığı bir yıl onu ağlatmama nedenimdi, atlattık. Çocukluk döneminde boşandım. Boşanma ve babadan ayrı kalma travmalarını atlatması için pedagog yardımıyla, kendimle de ilgilenerek çıktık bu dönemden. Ve ergenliğe geldik.
Her ergenlik zordur, çünkü artık bambaşka bilinmeyen bir denize atlamıştır çocuk. Ya yüzmeyi öğrenecek ya da boğulacak. Bu dönemde annenin babanın da kıyıda onu izlemesi gerekli. Birlikte yüzülmüyormuş bu dönemde, o denizin içinde yığınlarca ergen var çünkü. Anne babaları almıyorlar oraya, çünkü onlara göre anne babalar zaten yüzmeyi bilmiyor. Ama ne yaparak suyun üzerinde duracaklarını da bilmiyorlar. Batıyorlar, çıkıyorlar sürekli. Arkadaşlarına sarılıyorlar bu dönemde.
Benim için de yepyeni bir dönem oldu, hiç bilmediğim bir dönem, çünkü ergenlik benim dönemimden farklı. Ben bir çok kuralla ve sert bir babayla büyüdüm. Benim zamanımda karşı çıkmak, kendini ifade etmek mümkün değildi, ama ben kızıma çocukluğundan beri kendini ifade etme özgürlüğü ve hakkı verdiğim için şimdi verdiği karşılıklarla apışıp kalıyorum tabiri caizse.
Geçenlerde kızımın sigara içtiğini farkettim. Böyle durumlarda ‘bir benim çocuğum yapmaz’ durumu var ki, ben bunu aştığımı düşünüyordum. Ben ilgili, bilgili, deneyimli, okumuş, kendini geliştirmiş bir anneyim, kızımı da iyi yetiştirdim. Niye içsin, buna ihtiyaç duymaz, çünkü o da bilinçli. Hahahaha, tabii, tabii... Asla asla dememek gerektiği gibi, benim çocuğum yapmaz da dememek gerekiyormuş.
Bir hafta kendime gelemedim, ağlamaktan gözlerim şişti. Kızımla kavga ettim, konuştum, hiçbir şey çözüm olmadı, çünkü büyüyor. Ve aslında ben onun büyüdüğünü kabul etmediğimi farkettim. İlk elimi bıraktığında ve ‘sen okul yoluna kadar gelme, ben giderim’ dediğinde içimdeki batmayı daha fazla yaşadım bu sefer.
Kabul etsek de etmesek de büyüyorlar. Şimdi küçük çocukları olan arkadaşların sosyal ortamlarda paylaştıkları fotoğraflara bakarken, ‘en güzel günleri’ diye düşünüyorum annem gibi ve ben de annem gibi kızıma ‘anne olunca anlarsın’ diyorum.
Tarih tekerrürden ibaretmiş meğer, biraz değişse de bazı şeyler aynı kalıyor demek ki. Bir haftada duygularım ben nerede hata yaptım diye sorgulamaktan, ben bunu hak etmedim isyanına, anne olarak beceremedim yetersizliğine kadar değişip durdu. En sonunda hala üzüntüm devam etse de anne olarak ayaklarımın üzerinde daha sağlam durmaya karar verdim. Şimdi iç süzgecimden geçiriyorum her şeyi, bakalım neler kalacak?
Bir anne olarak burada sadece deneyimlerimi paylaşıyorum sizlerle, bunu da paylaşmak istedim. Şimdiye kadar hep kızımın çocukluk deneyimlerini ve benim çocuk annesi deneyimlerimi yazdım, ama galiba rotayı değiştirmem gerekli artık: Çocuğunuzun büyüdüğünü kabul edin, arada onun da ergen olacağını kendinize hatırlatın ve her şeye hazırlıklı olun.
Sevgilerimle |