Bütün Grafik Saati okurlarına merhaba. Bugüne kadar kendimi iyi olarak gördüğüm annelikle ilgili yazılar yazdım. Kiminize göre ahkam kestim, kiminize ise iyi geldim. Ancak bundan sonra nasıl devam etmem gerektiği konusunda kararsızım. Kararımda siz değerli okurlarımın fikirleri de etkili olacak.
Elbette yazmaya devam edeceğim. Çünkü yazı yazmayı seviyorum. Ancak ne ile ilgili yazmalıyım, o konuda kararsızım. Neden?
Biraz karışık geldi değil mi? Geri sarmam gerekli biraz. Kitabım çıktı ya, hani boşandıktan sonra kendime terapi niyetine yazdığım günlükler… Bir arkadaşım kitabı bir türlü okuyamadığını söyledi, sanırım ona biraz ağır geldi. (*)
Arkadaşım beni tebrik etti kitabı bitirdikten sonra, ne kadar yol aldığımı bildiği için ve ayrıca çocuğum için de tebrik etti, çünkü belki evli kalsaydım ne ben şimdiki ben olacaktım ne de çocuğum şimdiki gibi sağlıklı olacaktı.
Evet, benim çocuğum sağlıklı, çünkü ben kendimi iyi ettim. Çok çalıştım, çok çabaladım, çok paralar döktüm. Ağladığım zamanlar da oldu, güldüğüm zamanlar da ama hep içimdeki beni aradım. İşte şimdi bu bölümdeki yazılarla ilgili sıkıntıma geliyorum...
Bu güne kadar hep, çocuklarımızı nasıl yetiştirmemiz gerektiğini anlatmaya çalıştım, ama gözden kaçırdığım bir nokta oldu. Birini yetiştirmek için önce yetişkin olmak gerekli. Biz iyi olmadan çocuklarımız nasıl iyi olabilir ki? Çocuğa bağırarak, seni seviyorum, demenin ne anlamı var? İşte benim gözden kaçırdığım nokta buydu, gerisi ahkam kesmek oldu.
İyi anne olmak için önce kadın olmalıyız, sadece doğurarak anne olduğumuzu düşünüyoruz. Doğada her gün milyarlarca tohum ürüyor, büyüyor, zamanı gelince yuvasından ayrılıyor. Şimdiye kadar hiçbir bitkiye anne demedik. Kendimize böyle bir rol biçiyoruz, sonra da üstümüze oturtmaya çalışıyoruz, ama içimiz iyi değilse o elbise üstümüzde iyi durmuyor.
Zamane hastalığı pakete bakmak. Biz de genelde çocuğumuzun toplum tarafından nasıl göründüğüyle kendi anneliğimizi bir tutuyoruz. Okulda başarılı, yüksek notlar alan, terbiyeli çocuğumuzu seviyoruz, çünkü o bizim etiketimizin yaldızı, paketimizin muhteşem kağıdı.
O yüzden ben bundan sonra çocuklar hakkında değil, anneler hakkında yazmaya karar verdim. Nasıl buldunuz bu fikrimi?
Banu Conker
Banu Conker'in tüm Grafik Saati yazıları
Banu Conker'in kişisel gelişim yazıları
Banu Conker Hayata Dair annelik yazıları
Banu Conker'in diğer Hayata Dair yazıları
Banu CONKER, GrafikSaati annelik yazıları, Banu Conker Hayata Dair yazıları
Sosyal medyada sitemiz
Twitter
Facebook
Pinterest
Genel editör:
Belgin Elçioğlu
grafiksaati.org@gmail.com | gizlilik politikası
(*): Gelen yorumlara göre kitabımı bir saatte okuyanlar da varmış :)