| Hayat sınavın ta kendisidir - Çocuklarda stress yönetimiYazan: Banu Conker, Hayata Dair Kadınlar Kulübü Banu Conker'in tüm Grafik Saati yazıları
| Yazan: Banu Conker |
Üniversite birinci basamak sınavı (YGS) geçen haftalarda yapıldı. Lise son sınıf öğrencileri, onların anne ve babaları ve yakınları bu sınavın stresine katlanmak zorunda kaldı.
Bir işyeri arkadaşımın kızı da aylardır, hatta yıllardır bu sınava hazırlanıyor. Sürekli ders çalıştığını duyuyorum. Yılların emeğinin iki saate sığdırıldığı bir sistemle çocuklarımızın geleceği çiziliyor. Sınavda arkadaşımın kızının başına kötü bir olay gelmiş. Arkasında oturan kız midesi bulanınca görevliye söylemiş, o da ‘su iç, geçer’ demiş. Bir süre sonra kız çıkarmış ve önünde oturan arkadaşımın kızının sınav kâğıdı da biraz ıslanmış. Kızın tüm konsantrasyonu gitmiş, sınavdan ağlayarak çıkmış. Ve aynı akşam yine ders çalışmak istemiş. Sınavda stresten bayılanlar, gribe yakalanmış olup ilaçla ayakta durmaya çalışanlar, burnu kanayanlar... Ne olacak onların hali? Hayatlarından bir yıl çalınıyor.
Günlerdir düşünüyorum, sürekli ders çalışan bir genç dışarıdaki hayatta neler yapacak? Bir yıl sonra üniversiteye kaydını yaptırdıktan sonra ne olacak? Sudan çıkmış bir balık gibi olmayacak mı?
Her yaşın kendine göre bir güzelliği var diyoruz, ama çocuklarımızın en güzel yıllarının, geleceklerinin temelini attıkları yaşlarında onlara ne yapıyoruz? Kaç kişiden komşularının başarılı çocukları olduklarını, ama aynı zamanda psikolojik rahatsızlıkları olduğunu duyuyorum. Çocuklara spor yaptırılmıyor, çünkü ders çalışmaları gerekiyor. Enerjileri bize göre daha fazla olan bir çocuk o enerjisini harcayamadan saatlerce sandalye tepesinde ders çalışmak zorunda bırakılıyor. Sonra da çağımızın hastalığı ‘hiperaktivite’ ile etiketlendirilip ilaçlarla sakinleştirilmeye çalışılıyor. Bu mu hayat? Bu mu o çocuk için yaşamak? Ne bu? Ben hiç anlamıyorum, anlayan varsa bana anlatsın.
Peki, ama sistem bu diyeceksiniz. Sistemin çarkı bizi de içine alıyor diyeceksiniz. Ben de geçen yıl o SBS çarkının içinde iyice yoğruldum, ama yine de kızımı voleyboldan almadım. Hafta sonları dershaneye göndermedim. Okulda yaptığı testlerle geçti sınavdan. Bizim şansımıza okulu iyiydi, ama okulda dershaneye gitmeyen tek çocuk da benim kızımdı. Dershaneye gitmediği için diğer çocukların yaşadığı streslerin dışında kaldı. Yapması gereken tüm ödevlerin ve ev işlerinin sorumluluğunu sonuna kadar yerine getirmesi gerekiyor, bence öğrenmesi gereken en önemli ders buydu. Hayata böyle hazırlanacak çünkü hayatta sorumluluğunu alırsa ve yerine getirirse başarılı olabilir.
Sınavlarda, derslerde yüksek puanlar alıp başarılı karneleri evine getiren nice çocuk hayatta silik ve insan ilişkilerinde başarısız oluyor? Artık bunları fark edip ona göre ebeveynliğimizi gözden geçirme zamanı geldi de geçiyor sanırım. Çocuklarımızın hayat sınavında başarılı olması için dengeyi önce kendi içimizde kurmalı, egomuzun oyunları için çocuklarımızı feda etmekten vazgeçmeliyiz. Banu Conker Banu Conker'in tüm Grafik Saati yazıları Banu Conker'in kişisel gelişim yazıları Banu Conker Hayata Dair annelik yazıları Banu Conker'in diğer Hayata Dair yazıları Diğer annelik yazıları Genel editör: Belgin Invictus |